“Kim demokrasi dese, sırtımızda taşırdık. Onları
taşımakla sabrımızı sabrımızı taşırdık. Ne aklımız vardı ki, olanı da
şaşırdık… Ne sağcıyız ne solcu… Futbolcuyuz, futbolcu!” Aziz Nesin , Sporcu
Milletiz Vesselam kitabında yeşil sahalardan epey uzakta, mürekkebi hiç
kurumamış hissiyle karşılıyor olacak.
Futbol, damarlarımıza kadar öyle ince işlenmiş ki, az
ötedeki güzellikleri görmekten yoksun olmuşuz.
En göz önündeki top toplayıcının sahadan gelen topla
yapacağı top sektirmesinden sonra hiçbir şey olmamış gibi kenarda topları
beklemesi gibi mesela… Ya da malzemecinin en az teknik direktörler gibi tırnaklarını
yemesi mi? Belki de nizami şekilde topladığı havluların, takımı 1-0 öne
geçmesiyle heyecanla konfeti şeklinde dağılması konumuzdan epey uzak. Ancak
bağlantılı. Konumuz tamamıyla futbolla ilgili, bir o kadar “aile” olmakla…
Newcastle United’ın büyük emektarı asıl mevzu. O takımın
her daim uzaktaki oyuncusu. Nam-ı diğer “Tea Lady” Kath Cassidy’den bir başkası
olamazdı. 1963 yılından bu yana o meşhur İngiliz çayının bergamot kokusunu St.
James Park’ta yayılmasını sağlayan gizemli bir kadın aynı zamanda.
Sevgili Cassidy 88 yaşında emekli olduğunda taraftar ve
takımdaki her bir kişi gözyaşlarına engel olmayacaktı.
Ada'nın futbola günahkarca kucak açtığı günlerde, iyi
olan mevzu bahis yok denecek kadar azdı. Newcastle’ın başına gelecek en iyi
şeylerden biriydi, Mrs. Cassidy. Bir spora, futbola “kadınların güçsüz ve
anlamaz gösteriyorsun diye sormanın nasıl mantığı olmadığını kanıtlıyor,
Newcastle takımı.
Her şeyi görmek istediğimiz gibi görme işini futbola şarj
etmek de büyük haksızlık olduğunu gözler önüne seriyor.
Kath Cassidy yaklaşık yarım yüzyıldır kulübe sadık bir
şekilde desteğini esirgemeden gösterdi. Onu tanıyan, hatta takımdaki tüm
oyuncular onu “harika bir kadın” olarak nitelendiriyor. Ne yazık ki ölüm haberi
sarstı. Mart 2017’de 90 yaşında Newcastle United’ın efsanevi “Tea Lady’si”
olarak ayrıldı. Hiçbir zaman herhangi biri olarak görülmedi. Takımın on
numarası ya da teknik adamı ile aynı statüdeydi.
Kath Ada’da doğdu, Newcastle’lı oldu. Her defasında
sahaya çıkmışcasına ışıl ışıl olur, gözleri dolardı. Keza, sevinçten. O adeta
sahne alır gibi yeşil sahalardaydı. Ona olan minnet borcunu Newcastle takımı
her zaman yaşatmaya devam edecek… Cassidy sıradan çay üreten bir kadından çok
ötede. Teşekkürler Kath, teşekkürler Newcastle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.