Bu hafta iyi bir hafta olabilir. Olmayabilir de! Emin
değilim. Lakin çok net olan durum silsilesi Federer’in 2017 yılına fırtına gibi
estiği, şüphe götürmez bir gerçek . Tenis tarihinin “altın çağını” hemen hemen
her yıl yaşayan Roger Federer’den bahsediyorum. Öbür tarafta toprak kortun
değişmez ismi Rafael Nadal.
Avustralya Açık finali itibariyle sadece üç ay geçmesine
rağmen üç final karşılaşmasında raketlerini konuşturdular. Ve üçünü de şampiyonluk kupasına daha aç olduğunu ispatlayan saygıdeğer ekselansları
olacaktı. Bu aşamalara gelene kadar koca bir yılı (2016) hayal kırıklığı
atlatmak zorunda kalarak geçirecekti; ama o günlerin sonuna geldi.
Herkes bitti, bitecek derken yaşına ve söylemlere kulak
kabartmadan daha istekli yoluna devam ediyor. Açıkçası teniste fazlasıyla doygunluk
yaşayan herkes, Federer’i kortta izlemekten büyük keyif alıyor. 2017 Ocak ayına
ilk 20’de açılışını yapmışken üç ay içerisinde, Avustralya Açık, Indian Wells
ve Miami Masters şampiyonluklarıyla dördüncü sıraya kadar yükseldi.
Bu üç finalin adında Federer-Nadal isimleri yazıyor
olması bir nevi El Clasico veya NBA finallerinin son maçı havasında
oynanacaktı. Bunların yanına not eklemeyi de ihmal etmiyor sevgili Federer. Üç
ay içerisinde 20 maçtan sadece birini kaybetti.
Küçük küçük ipuçları veren Federer, şu sıralarda kendini
sadece bir kere kazandığı Roland Garros’a hazırlanma sürecine yoğunlaşmış
durumda. Bu aynı zamanda Monte Carlo, Madrid ve Roma turnuvalarında olmayacağım
demek oluyor. Federer sempatizanlığı, her zaman makul davranmasından, tenise
getirdiği oldukça fazla gelgitler, sınır tanımayan kusursuzluğundan rahatsız da
oluyor olabilirler. Esasında kimin umurunda ki!
Herkes yeniden Federer’in oyuna renk katmasıyla ilgileniyor
şu sıralar. Asıl merak edilen de toprak kortta ne tür maharetler göstereceği
yönünde. Aslına bakarsanız; “yenilmez Federer” sıfatı yeniden yapıştırıldığından
beri, Nadal son hamlesinin ne olacağı konusu merak. Kuşku yok ki cevabın
gecikmeyeceği…
Gözler toprakta, Fransa’da, Roland Garros’un eşsiz atmosferinde
olacak. Her ne kadar istatistikler Nadal
yönünde ivme kazansa da Federer’in henüz hiçbir yere gitmeye niyeti yok.
Federer’in içinde yanan bu ateş, yüksek irtifalardan
çakıldıktan sonra dahi kendini bırakmayacaktı. Koşmaya devam etti. Ve de hayal
kurmaya…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.