Bir saygıdır tutturmuşuz gidiyoruz. Bilakis beklenti içinde
olmaktan çok biz gösteriyor muyuz? Üstelik bu bencilliği tek başına
karşındakinden istemek de yanlış! Şehrinize veya çevrenize saygı gösteriyor
musunuz? Sürekli ekolojik dengenin bozulduğundan dem vuruyoruz, peki ya çözüm
sunuyor muyuz?
Bir de organik yiyecek, giyecek vesaire gibi akımlar boy
göstermeye başladı. Çaba! Birbiri ile o kadar bağlı ki bu saygı meselesi…
Ama işin o kısmını (konuşmada kalması) geçeli bir hayli
oldu. Sokaklarımızı, caddelerimizi, şehirlerimizi öylesine bedevi bıraktık ki,
artık bizim kontrolümüz dışında kendi halet-i ruhiyelerine göre davranır oldular.
En basit ve her gün yaşanan sıkıntılar anlatmak istediğim.
Hemen hemen her gün metro, metrobüs, otobüs gibi taşıtlarla sürünürken yine de
ulaştığımızı sandığımız yerlerde, aslında sadece vakit kaybediyoruz. Bitmek bilmeyen yollarda… Şehrin
patronları değil de o şehrin bir parçasını olduğunu benimsediğimiz vakit beyaz
bayrak sallayacağız. Ne yapılabilir peki?
Kopenhag'da Bisiklet köprüsü |
Çok fazla seçenek var ancak ben gündemimize trafiğe kapalı
şehirlerin bisiklet ile olan yaşanılabilirliğini dile getirmek isterim.
Getirdim bile!
Kabul edersiniz ki sözü dünyanın en yoğun ve aktif bisiklet
kullanımına sahip şehirlerinden, Kopenhag’a bırakalım (en düşük motorlu araç
kullanım oranına sahip) Kopenhag; neredeyse yaş grubu kaç olursa olsun herkesin
bisiklet sürdüğü bir şehir.
Aynı zamanda bisiklet lambaları, aynı zamanda bisiklet
yolları, tam 321 km ve uzayan kmler…
Yine benzer bir manzarayı İsveç, Hollanda ve Norveç gibi
Kuzey Ülkelerinde görürseniz hiç şaşırmayın! Bunlara istinaden Finlandiya,
Helsinki’de kurulan “Strategic Urban Planning Division” adı altında kurdukları
kuruluşla; gelecekteki konut patlamasını öngörerek “araçsız şehir” olarak
planladıkları bisiklet ulaşımı ağı hedefliyorlar. Hatta bunun için şimdilerde
bir telefon uygulaması dahi başlatılmış.durumdalar.
Bunların yanı sıra Avrupa’nın güneyinde bisikletten öte
yürüyerek ulaşımı da teşvik edici uygulamalar var. Örneğin Milano’da aracını evde
bırakanlar toplu ulaşımı ücretsiz, trafiğin yoğun olduğu saatlerde taşıt
kullanmayanlar için ekstra haklar tanınmış.
Madrid ve Paris (Tour de France hemen akıllara gelse de o da
tam anlamıyla bir bisiklet şehri değil) gibi metropol şehirlerde, şehir merkezine
1 km'lik bir bölgeye araç girişi yasak! Bu uygulamayı daha da etkili hale
getirebilmek için belirledikleri noktalara bisiklet yerleştirerek artırabilmek.
Kısacası; araçsız yollar saygılı toplumun “yol”unu
oluşturuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.