14 Ekim 2018 Pazar

Tenisin Şanghay Tahtı


“Gelecek nesillerin daha iyi şartlarda olması için çalıştım. Onlar bizim hayallerimizi yaşıyor…” – Billie Jean King tıpkı “Battle of the Sexes” filminde bir kez daha vurguladığı gibi… Tenis bazı kişilerin ya da ülkelerin, renklerin himayesinde olmamalı. Neden kalıbımıza sığıyoruz ki? Dahası varken…
Şöyle ki; yılın 300. günlerinden bir tarih aralığında! Grand Slam’den biraz kısa, ATP yıl sonu şampiyonluğundan biraz uzun. Tartışmaya mahal yok, tam olması gerektiği gibi.

ATP World Tour'un bir parçası ve dünyadaki 9 ATP Masters 1000 organizasyonundan sadece Şanghay Masters Kuzey Amerika ve Avrupa'nın dışında düzenlenmekte olan tenisin kalıbına sığmadığı organizasyon mevzu-bahis.
Her yıl Ekim ayında Çin'in Şanghay Bölgesi'ndeki Minhang'de Qi Zhing Stadyumu'nda düzenleniyor. Ve eminim ki Avrupa’daki diğer organizasyonlara oranla çok daha fazla ilgi çekici… Teniste, kadın-erkek ayrımcılığı gibi ülkeler bazında da hakim olma yolundaydı. Ancak Çinliler dur demesini çok iyi biliyordu.

Tenis Federasyonu, henüz yılın başlarında Çin’de düzenlenen bu seneki turnuvanın tarihin en iyisi olacağından bahsetmişti. Federasyonu ve pazarlamasını dışarı atsak da, sevenleri için sezon içinde benzer hisler olgunlaştı. Roger Federer her zamankinden mutlu… Novak Djokovic, kafadaki örümcekleri almış rekora gidiyor… 1 numara Rafael Nadal sakinliğini koruyor, şimdilik… Andy Murray iyi başlamasa bile yerini koruyor… Diğerlerinde de inişler çıkışlar olsa da atmosfer güneşli çünkü önümüzde en kötü sezonu bile toparlayacak ATP son yarışı var.




Aslında tüm senaryo, Shanghai ATP Masters 1000, ATP World Tour ve Çin Tenis Federasyonu'nun Çin'deki tenis pazarını genişletmek ve tenisi Asya geneline yaymak düşünceleriyle kuruldu. Lakin devreye sponsorların para makinaları girecekti ve 2010'daki sponsorluk anlaşması sonucu turnuvanın ismi Shanghai Rolex Masters’a evrildi.
Sonrasında da ATP sıralamasındaki 8 büyük tenisçinin göz bebeği şekline dönüşüverdi. Hem bütçe açısından hem de marka olma yolunda sükse yapmanın yolunu yaptılar.

İskoçlu tenisçi Andy Murray, 2011 yılındaki turnuvanın finalinde David Ferrer'i yenerek ikinci şampiyonluğunu elde etti ve turnuva tarihindeki en başarılı sporcu olmuştu. Bir dakika bir dakika… İşler biraz değişmeliydi öyle değil mi! Fazlasıyla başarıya ve hırsa aç olan Sırp tenisçi Djokovic’in söyleyecekleri vardı.
Ya da tarih yazacakları demek pek de haksızlık etmiş olmayız. Üstelik bu kadar soğuk nevale iken yaptığı çıkışlar çok başarılı.

Murray’in tahtına bu yıl aldığı zaferle oturan Djokovic, eskiye geri dönüş yaptı adeta. Yalnız, bu isimlerle ilgili net tahmin yapmak, bir kez daha belirteyim çok zor. Alacakları şampiyonluklardan ziyade bir maç sonrası değişmeyeceklerinin garantisini vermiyorlar. Oyun olarak, seyirciyle interaksiyon olarak… Tenisin Şanghay büyüsüyle çok ilginç işler ortaya çıkabilir, neden olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.