“Gelecek nesillerin daha iyi şartlarda olması için
çalıştım. Onlar bizim hayallerimizi yaşıyor…” – Billie Jean King tıpkı “Battle
of the Sexes” filminde bir kez daha vurguladığı gibi… Tenis bazı kişilerin ya
da ülkelerin, renklerin himayesinde olmamalı. Neden kalıbımıza sığıyoruz ki?
Dahası varken…
Şöyle ki; yılın 300. günlerinden bir tarih aralığında! Grand Slam’den biraz kısa, ATP yıl sonu şampiyonluğundan biraz uzun.
Tartışmaya mahal yok, tam olması gerektiği gibi.
ATP World Tour'un bir parçası ve dünyadaki 9 ATP Masters
1000 organizasyonundan sadece Şanghay Masters Kuzey Amerika ve Avrupa'nın
dışında düzenlenmekte olan tenisin kalıbına sığmadığı organizasyon mevzu-bahis.
Her yıl Ekim
ayında Çin'in Şanghay Bölgesi'ndeki Minhang'de Qi Zhing
Stadyumu'nda düzenleniyor. Ve eminim ki Avrupa’daki diğer organizasyonlara
oranla çok daha fazla ilgi çekici… Teniste, kadın-erkek ayrımcılığı gibi
ülkeler bazında da hakim olma yolundaydı. Ancak Çinliler dur demesini çok iyi
biliyordu.
Tenis Federasyonu, henüz yılın başlarında Çin’de
düzenlenen bu seneki turnuvanın tarihin en iyisi olacağından bahsetmişti.
Federasyonu ve pazarlamasını dışarı atsak da, sevenleri için sezon içinde
benzer hisler olgunlaştı. Roger Federer her zamankinden mutlu… Novak Djokovic,
kafadaki örümcekleri almış rekora gidiyor… 1 numara Rafael Nadal sakinliğini
koruyor, şimdilik… Andy Murray iyi başlamasa bile yerini koruyor… Diğerlerinde
de inişler çıkışlar olsa da atmosfer güneşli çünkü önümüzde en kötü sezonu bile
toparlayacak ATP son yarışı var.
Aslında tüm senaryo, Shanghai ATP Masters 1000, ATP World
Tour ve Çin Tenis Federasyonu'nun Çin'deki tenis pazarını genişletmek ve tenisi
Asya geneline yaymak düşünceleriyle kuruldu. Lakin devreye sponsorların para
makinaları girecekti ve 2010'daki sponsorluk anlaşması sonucu turnuvanın
ismi Shanghai Rolex Masters’a evrildi.
Sonrasında da ATP sıralamasındaki 8 büyük tenisçinin göz bebeği şekline dönüşüverdi. Hem bütçe açısından hem de marka olma yolunda
sükse yapmanın yolunu yaptılar.
İskoçlu tenisçi Andy Murray, 2011 yılındaki turnuvanın
finalinde David Ferrer'i yenerek ikinci şampiyonluğunu elde etti ve turnuva
tarihindeki en başarılı sporcu olmuştu. Bir dakika bir dakika… İşler biraz
değişmeliydi öyle değil mi! Fazlasıyla başarıya ve hırsa aç olan Sırp tenisçi
Djokovic’in söyleyecekleri vardı.
Ya da tarih yazacakları demek pek de haksızlık etmiş olmayız.
Üstelik bu kadar soğuk nevale iken yaptığı çıkışlar çok başarılı.
Murray’in tahtına bu yıl aldığı zaferle oturan Djokovic,
eskiye geri dönüş yaptı adeta. Yalnız, bu isimlerle ilgili net tahmin yapmak,
bir kez daha belirteyim çok zor. Alacakları şampiyonluklardan ziyade bir maç
sonrası değişmeyeceklerinin garantisini vermiyorlar. Oyun olarak, seyirciyle
interaksiyon olarak… Tenisin Şanghay büyüsüyle çok ilginç işler ortaya
çıkabilir, neden olmasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.