15 yaşındayken Belgrad’a gelip basketbol oynamaya ve liseyi orada okumaya karar veren Dusan Alimpijevic. Söyleyeceklerini ve yapacaklarını yarıda bırakmak zorunda kaldığını düşündüğü anda bambaşka bir yola evrildi.
Maalesef kariyerinin çok erken dönemlerinde çapraz bağ sakatlığı yaşadı ve üstelik ivme yakaladığı 17 yaşına gelmeden. İyileşme aşamasını bitirdikten sonra 19 yaşındayken ikincisi de başına gelince tek çare parkeden ayrılmaktı. 3 ameliyat geçirdi, menisküs, çapraz bağ derken bırakmaya karar verdi. Neyse ki oyuncuyken çalıştığı koçlarda büyük etki bırakmıştı, asistan koç olarak yanlarına çağırıldı.
Bu şekilde, Belgrad’ta küçük bir kulüpte işe başladı ve pek tatmin olmasa da, yine o parkenin üzerinde olma huzuru vardı. Küçük takımı çalıştırıyordu ve şimdiden gelecek gördüğü 2 tane iyi çocuk vardı. Novi Sad’tan beri aradılar ve çağırdılar. O çocuklar Novi Sad’ın küçük takımına gittiler, Dusan’da, Novi Sad’ın A takımına asistan olarak gidecekti böylece.
Sırbistan 1. Ligindeki en genç koç ve sadece 22 yaşındaydı. Sırbistan’da basketbolun iyi zamanlarıydı o dönemler. İyi kulüpler vardı, belki Adriyatik Ligi standartlarında değillerdi ama… 5-6 sene asistan olarak çalıştı, sonra kulüp Dusan’a başantrenör olma fırsatı verdi.
Aynı zamanlarda kulübün adı da Vojvodina Novi Sad oldu. 27 yaşında Sırbistan Ligi’nin en genç başantrenörüydü. Yeni bir sayfa açtı. İlk 2 sene hedefi ligde kalmaktı, ilk senede iyi iş çıkardı. Sonrasında play-off’lara kaldı.
Sırbistan’ın köklü takımlarından Kızılyıldız’a gittiğinde başkan, finansal istikrarla alakalı kararlar aldı. O karar alınmamış olsaydı, Kızılyıldız şu an bulunduğu konumda olamazdı. O sene genç oyuncularla bir takım kurdu ve ardından transfer pazarında bütçeleri için uygun olabilecek oyunculara baktılar. Bazılarının EuroLeague’deki değil, Kızılyıldız’daki ilk sezonuydu hatta. EuroLeague ayrı bir seviye! O gençlerle iyi iş çıkardı, bugüne hatta ömrümüzün sonuna kadar hatırlayacağı galibiyetler aldı. Real Madrid’i deplasmanda yendi, Olympiakos’u tarihte ilk kez deplasmanda yendi. Zalgiris, Barcelona, Maccabi… Milano ve Valencia gibi o dönemler liglerinde şampiyon olan takımları iki kez yendi.
Kızılyıldız o dönemde her şeyi kazanmışlardı. Başkan, daha istikrarlı bir yapıya ihtiyaçları olduğunu düşünmüştü. Hem o dönem hem de gelecek için. EuroLeague’deki en genç koç olarak büyük bir meydan okumaydı. Sadece meydan okuma da değil, her şeydi…
Her normal insan EuroLeague’in basketbolun en yüksek seviyesi olduğunu düşünür. 32 yaşında, herhangi bir EuroLeague tecrübesi olmadan o pozisyona getiriliyorsunuz. Bu yüzden Başkan, herkesin bir yerden başlaması gerektiğini söyledi. Her insan, her koç bir yerlerden başlamalı.
Sezon bittiğinde NBA takımları EuroLeague koçlarıyla fikir alışverişinde, tecrübe aktarımında bulunmak istiyor. Tabii oraya gittiğinizde onların sizden öğrenebileceğinden çok daha fazla şey öğreniyorsunuz. Organizasyon, maç hazırlığı, tedavi aşamaları, ilişkiler… Her açıdan önde olan bir NBA var. Oraya öğrenmeye istekli şekilde giderseniz kendi felsefenize uygun şeyleri alabilirsiniz. Hikayesini böyle çizerken kim bilebilirdi ki Bursa ile yollarının kesişeceğini. Kasım ayı perdesini kaparken Bursaspor’dan açıklama gelmişti Dusan Alimpijevic yeşil beyazlı takım ile düşünmeden imzayı atmıştı.
Takımın inancı tamdı üstelik yeni gelmiş genç koçun da. Finale giden yolda öyle gelecekti. Pazrtizan gibi Andorra gibi dişli rakipleri elerken akıllarındaki tek an, finalde potanın filelerini kesiyor olmalarıydı. Eurocup'ta başarılı performans sergileyerek finale kalan Bursaspor'da, Başantrenör Dusan Alimpijevic sezonun başantrenörü seçildi. Bu ince uzun yolda fazlasıyla haketti.