Diyorlar ki, Türkiye ile Kolombiya arasında benzerlikler var. Denk sayılabilecek sosyo-ekonomik koşullara sahip olmasına karşın Türkiye’nin aksine Kolombiya bisikletle nefes alıp veren bir ülke konumunda. Bu noktada ayrılıyoruz. Ne yazık ki! Neredeyse tüm profesyonel takımlarda bir Kolombiyalı bisikletçi bulmanın mümkün olduğu küçük Güney Amerika ülkesinin temelinde farklı unsurlarda var mı, tartışılır. Avrupa yarışlarından aşina olduğumuz Kolombiyalı bisiklet tutkunlarının anavatanlarındaki gösterisi, ister istemez Türkiye ile Kolombiya bisikleti arasında bir karşılaştırma yapmaya itmiyor değil.
Ülkeyi üçe bölen ve iç kısımda yer alan And dağları, ülkenin ortasına kurulmuş 2700 metre yükseklikteki başkenti ve turizm yapılan okyanus kıyısı ile üç aşağı beş yukarı Türkiye’yi andırıyor. Toprak genişliğine karşın nüfusunun 50 milyonu ancak bulması ise en büyük farklılığı. Bogota şehir merkezinde, karşı kaldırımında fotokopicilerin yer aldığı 25 üniversitenin de yer alması bir başka benzerlik olmalı. Bogota’nın dünyanın en ünlü kornea nakli merkezi olarak ünlenmesi, Medellin’in ise estetik cerrahide öne çıkması sağlık turizminden para kazanmayı hedefleyen Türkiye’ye örnek olmuş mudur dersiniz?
Bogota’da, bir çevreci protesto sonucu 1974 yılından
sonra gelişen bir gelenek var. Şehrin ana caddelerinde Pazar günü saat 07:00
ile 14:00 arasında yolun belli bir kısmı trafiğe kapatılıyor. 120 km boyunca,
“Ciclovia” denen bu ayrılmış bölümde, onbinlerce kişi gün boyunca bisiklete
biniyor. Ülkenin iki rakip dağlık bölgesi Boyoca ve Antioqua’da ise bambaşka
bir bisiklet yaşamı var. Ülkenin son yıllardaki en büyük bisiklet yıldızı Nairo
Quintana’nın da yetiştiği bu çok dağlık alanlarda bisiklet, yaşamın vazgeçilmez
bir parçası olarak kullanılıyor. Quintana’nın her gün büyük irtifa kazanarak 15
km yol katettiği okul yolunda, bazen de kız kardeşini bisikletiyle taşıdığı
söyleniyor!
Bisiklet, Kolombiya’da futboldan sonra ikinci önemli spor. Dünya çapında ünlü bisiklet sporcuları çıkarıyor olmaları, aynı futbolda olduğu gibi ülke gençlerini bisiklet sporu yapmaya itiyor. Kolombiya’da altı adet kıta ve bir de profesyonel kıta olan Manzana Postobon olmak üzere yedi profesyonel takım var. Türkiye’de ise yalnızca Sakarya Büyükşehir Belediye takımı sporcuları kıta takımı olarak bisiklet dünyasında boy gösteriyor… 2018 yılında Kolombiyalı 17 sporcu(!) 9 ayrı profesyonel bisiklet takımında spor yaşamlarını sürdürmüştü. Türkiye’de ise bu sayı ne yazık ki yok.
Türkiye’de olduğu gibi Kolombiya’da da spor ve siyaset iç içe geçmiş olmalı. Farklılık, federasyonları kimin eleştirdiğine göre oluşuyor! Kolombiya’da örneğin Nairo Quintana gibi çok ünlü ve aktif bir yıldız federasyon ile çatışabiliyor. Yılların başkanı federasyon başkanı Gonzales ise, “Quintana, kendisinin desteklediği adaya karşı seçimi kazandığım için tamamen böyle politik konuşuyor!” diyor. Tanıdık mı geldi?
Neden Latin Amerika’da en çok Kolombiya’dan bu ölçekte bisiklet sporcusu çıkıyor? Sorunun en kısa yanıtı bu sporu çok sevmeleri. Ama tabii ki bununla kalmıyor. 1980-90 yılları arasında ilk kuşak olarak, Luis Herrera liderliğinde Cafe de Colombia bisiklet takımı ile Avrupa’da göz dolduran Kolombiyalı sporcular, 2008 sonrasında ikinci kuşak olarak sahnede tekrar yer almaya başlıyorlar.
Batı ülkelerini ama gelir düzeyi ülkemizin çok altında olan Kolombiya’dan alınacak dersler olmalı.Bunun başında, bisikletin yurt düzeyinde yarışmacı bir spor olarak sevdirilip yaygınlaştırılmasını sağlamak var. Görev için ise tek adresin Bisiklet Federasyonu olduğu aşikardır. Siyasetten arındırılmış, kişisel öne çıkışlar için sporun kullanılmadığı bir örgütlenme ile bu iş çözülecektir.