28 Haziran 2019 Cuma

İlham Kaynağı

Ne kadar da hızlı ve gelişen bir dünyadayız. Hiç düşünmeye fırsatınız oldu mu? Teknoloji mesela, neredeyse anlık değişime uğruyor. Tam yeni bir uygulamanın peşindeyken tak bir güncelleme tüm bilgiler sil baştan. Peki sadece değişime uğrayan ya da “uğraması gereken” teknoloji mi olmalı! 
Peki öyleyse birkaç haftadır, FIFA Kadınlar Dünya Kupası gündemimize oturmuşken konu başlığımız kadınlardan devam edelim. Ancak spor içeriği neden NBA olmasın!
Günümüz NBA’inde gözlerden uzak şekilde tarih yazan Becky Hammon… Yahu o kadar bilinmeyen kadın figürü var ki, şaşıp kalmamak elde değil.

Becky Hammon hayalinin WNBA olduğunu her fırsatta dile getiriyordu fakat babası bile kendisine inanmakta güçlük çekerken kendisine yapamayacağını söylüyordu. Colorado State üniversitesinden burs teklifi alınca hayallerine biraz daha yaklaşan Hammon üniversite kariyerinde kırılmadık rekor bırakmayacaktı. Yani durumu kısaca özetlemek gerekirse; formasını giydiği üniversitesi de 25 numaralı formasını emekli etmiştir.

İlk yıllarında NBA’de adından söz ettiremese de kış aylarında boş durmayarak kendini geliştirmiş,  NBA’ye hazır olduğunu 5.sezonunda iyi istatistikler ortaya koyarak kanıtlamıştı. WNBA’deki yerini söke söke alan Hammon hiç şampiyonluk kazanamasa da 2008’de bir kez San Antonio Stars ile finale çıkmış, WNBA kariyeri 2013’te yaşadığı sakatlıklardan geri dönemeyince San Antonio Spurs’ten teklif alacaktı.
Yaptığı hamlelerle gerek saha içi gerek saha dışı her zaman öncü ve örnek olan bir camiadan bu tarz bir hamle bir kez daha neden öncü ve örnek camia olduklarını gözler önüne serecekti.


Kadının dünya tarihindeki yeri, toplumdaki rolünü göz önüne aldığımız zaman aslında Becky Hammon’un bu başarısının nerelerden nerelere geldiğimizi görmek açısından bize müthiş bir ayna görevi göreceğini söylemek yanlış olmaz. Bundan yıllar önce köleliği kaldırmak isteyen Abraham Lincoln’e siz kadınlara oy verme hakkı da verirsiniz gibi tepkilerin verildiği Amerika’da kadının bugün erkeğin yaptığı her şeyi yapabileceğini göstermesi müthiş.

Becky Hammon’un da kendisini bu günlere getiren, ona ilham veren dönüm noktaları vardı tabi ki. Onu daha fazla çalışmaya iten, daha fazla mücadele etmesine yardımcı olan ilhamlar. Becky’inin ağzından ilham perisi; 
“Benim hikayem genel olarak yukarıdan bakılan, kendisine yapamayacağı söylenen, kısa ve yavaş olduğu söylenen birinin hikayesi. Neden başarısız olacağımla ilgili her sebebi duydum bugüne kadar. Bunların hepsini duyuyorsunuz ama tavsiyem kimi dinlediğinize dikkat edin. Benim bana en yakın olan sesim bana her zaman yapabileceğimi söyledi.”
 
2014’te, 16 yıllık basketbol kariyerine son verdi fakat koç olarak geri dönecekti. Spurs ekibine katılması o kadar çok şey ifade ediyordu ki tüm Amerika profesyonel liglerinde daha önce bunun eşi benzeri yoktu. (NBA,NFL-NHL-MLB) Tüm bunların yanı sıra Becky Hammon o sezon yaz ligini şampiyon olarak tamamladı. NBA’ye uzun yıllardır yeni koçlar sunan San Antonio Spurs bu sefer bu şansı Becky Hammon’a veriyordu.
Bu arada dipnot: 2014 Temmuz ayında, Michele Roberts NBA oyuncular birliğinin başına getirildi. Bu denli önemli bir görevlerin başına bir kadının gelebileceği diğer kadınlar için de ilham kaynağı. 

21 Haziran 2019 Cuma

Futbolun İncisi

Kadın, hanım, bayan... Mevzubahis, hata aslında sıradan. Spor dünyasında kadınların karşılaştığı engeller, maruz kaldıkları baskılar ve boğuşmak zorunda oldukları önyargılar hesaba katıldığında bu gerçekten önemsiz bir örnek. Ama yine de bir değeri var. Lakin bazen iyi niyetle yola çıktığınızda bile bilinçaltınızdan kaçamazsınız. Bir fazla söz sizi ele verir. Ya da basit bir benzetme...

Ama her şey yolunda değil. Ve bunun köküne indiğimizde sebeplerini de çok iyi biliyoruz. Yine de bir adım geriye çekilip, manzaraya farklı bir açıdan bakmaya çalışalım. Birazdan okuyacaklarınız, adını dünya kupası tarihinin en golcü kadınlarından alan Marta ona şaşkınlıkla bakan gözlere inat harika bir iş çıkartıyor. Kadın futbolu deyince akla gelen ilk isimlerden biri şüphesiz Marta’dır. Brezilyalı Marta Vieira da Silva, kadın futbolunun gelmiş geçmiş en iyi ismi kabul edilir. Zaten bu durum yakın zamanda ona verilen "tüm zamanların en iyi kadın futbolcusu" ödülü ile tescil edildi.

Brezilya’da şimdiden adını yaşayan efsaneler arasına yazdıran Marta, hâlihazırda ABD’de devam ettiği kariyerinde sayısız başarılar elde etti. Geçtiğimiz yıl Luka Modric’in ‘Yılın En iyi Erkek Futbolcusu’ seçildiği FIFA ödüllerinde, Marta ‘Yılın En İyi Kadın Futbolcusu’ ödülünü kazanmıştı. Onun dışında eski adıyla ‘FIFA Dünyada Yılın Futbolcusu’ ödülünü de 5 kez kazanan 32 yaşındaki Marta, Sports Illustrated tarafından belirlenen 2000-2009 yılları dönemini kapsayan ‘Son 10 yılın En İyi 20 Kadın Sporcusu’ listesinde yer alacaktı.


Brezilyalı oluşu itibarıyla yüksek top tekniğiyle klas gollere ve asistlere imza atan Marta, tüm dünyada futbol oynamak isteyen genç kızların idol olarak gördüğü isimlerden biri. Marta’da, diğer emsal taşıyan kadın futbolcular gibi, geçtiğimiz yıllarda futbolcuların kendi hikâyelerini anlattığı ‘The Players Tribune’ adlı oluşumda bugünlere nasıl geldiğini bir mektup ile kaleme aldı. ‘Gençliğime mektup’ adlı yazıda Marta, hayatının kırılma noktalarından biri olan 14 yaşındaki haline öğütlerde bulunuyor.

Aslında onun bu kelimelere girizgahı, hırsını, özverisini ve ileri görüşlülüğünü oratya koyacaktı. 
“Sevgili 14 yaşındaki Marta,
Otobüse bin.
Ne düşündüğünü ve hissettiğini biliyorum.
Ne kadar korktuğunu, ne kadar endişeli olduğunu… İnsanların sana ‘yapamazsın’ dediğini… Aslında yapmamanı istediklerini… Bunların hiçbirini düşünme.
Sadece otobüse bin.
Bu otobüs, seni 3 günlük yolculuk sonrası Rio de Janeiro’ya götürecek.
Bu otobüs, seni, aileni ve Dois Riachos’da (doğduğu kasaba) yaşayan 11 bin insanı arkanda bırakmanı sağlayacak. Bu otobüs, toprak yolların yeşil alanlara dönüştüğü, dağların şehirlere dönüştüğü yere gidecek.
Bu otobüs, seni hayallerine taşıyıp, senin profesyonel bir futbolcu olmanı sağlayacak”

“Biliyorum. 14 yaşında yapmak istediğin tek şey Dois Riachos’tan uzakta olmak. Söylemesi çılgınca gelebilir. Ama kariyerinin en önemli günlerini orada yaşadın Marta. Dünyanın her yerinde futbol oynadın ama Dois Riachos, seni bugünlere getiren yerdir.
Eve döneceksin. 2006 yılında, FIFA’da Dünyada Yılın Futbolcusu seçildikten sonra. Bu ödülü ilk kez alıyorsun. Eve döndüğünde seni bekleyen kalabalık bir grup olacak. Herkese, eve dönen kahramanı görmek isteyecek. İnanmayacaksın ama etrafında kornalar çalan arabalar bile olacak.
Bu kez evinde reddedilmeyeceksin. Sana dik dik bakan o insanlar, senin futbol oynayamayacağını söyleyen insanlar, bu kez elleri patlayana kadar seni alkışlamak için orada olacaklar.” Bu mektup sayfalarca uzuyor, ancak anlatılar net ve açık! İyi ki varsın Marta!

14 Haziran 2019 Cuma

Teşekkürler Melike

Bazen bir fotoğraf çok şey ifade eder, bazen de hiçbir şey ifade etmez. Kimi zaman da bu iki uç arasında kalırız. Futbol tam olarak bu fotoğraf karesinin ortasında. Daha temiz ifadeyle erkek futboluna uygulanan imtiyazın aksine kadın futbolunun esamesi okunmuyormuşcasına davranılıyor. Buna izin vermeyenleri tenzih ederek giriyorum cümleye. 
Kadınların özgürlük mücadelesi, her yerde, her alanda direnenlere ilham vermeye devam ediyor. Çim sahadaki mücadeleleri de öyle.

Bu yazıyı okuyacaklar için baştan belirteyim. Konu Melike Pekelin ama ben bir hayranı değilim. Hatta kendisinden ne yazık ki yeni yeni haberler alıyorum, bir nebze de olsa kadın futbolunundan haberdar olsak da erkek ligi gibi değil şüphesiz! Ama Pekelin bunlardan daha büyük bir şeyin parçası ve futbolu seven herkesten bir saygı duruşunu hak ediyor.
Bu sezon başında Pekelin’in kulüpteki geleceği hakkında söylentiler vardı hatta birkaç yazar, futbolun saha içinde oynanan, spor olan kısmını analiz ederek, Melike’nin artık Metz’den ayrılması gerektiğini, bu sefer mantığın duyguların önüne geçeceğini söylüyordu. Ya sonra?

Metz’de daha zor şartlarda bir şeyler kazanmaya çalışmak, kolay yolu seçip şampiyonluklar yaşamaktan daha değerliydi. 
Melike'nin Metz'e gelişiyle Fransız ekip çıkış ivmesi yakalayacaktı. Melike, yeşil sahalarda futbolunu  Metz formasıyla 11 maçta 8 gol atınca bir anda tüm Fransa onu konuşmaya başlayıp, transfer dedikodularına karışacaktı bile. PSG'nin kapısını çalmasıyla gazete başlıklarının puntosu büyüdü. PSG ile birlikte adeta hayalini yaşadı. 


Klasik bir türk insanın sınırları doğrultusunda, tek kale maçlarda aranan bir yüzdü. Mahallesindeki erkeklerle futbol oynamaktan çekinmeyen hatta gösterisini yapan Melike'nin, şu an bu yazıyı okuyor olmanıza neden olan hayat yolu…
Aslında hayatı da Almanya’da bir ilanı görmesiyle değişti. 6 yaşındayken okulunda 'yeni futbolcular arıyoruz' ilanı gören Pekel, durumu hemen ailesine anlatır ve onların onayını alarak seçmelere katılır. Tabii ki seçmeleri kazanır.

Melike'ye futbol konusunda en büyük destek de annesinden gelecekti, idmanlara annesi götürüp getirdi. 14 yaşına kadar sürekli erkek futbol takımıyla oynayan bizim kız, nihayet Augsburg takımının dikkatini çekti ve annesinin ona olan inancı karşılıksız kalmadı. A takıma kadar yükseldi. Artık sahnedeydi ve çok zaman geçmeden Alman devi Bayern Münih'in radarına girdi ve Bavyera ekibine transfer oldu. İşte o hayat yolu ve ismi yıldızlaşan Melike gurur olmaya başladı.

Ama o daha büyük bir şeyin, bir çok hayatın bir parçası. Bu yüzden sadece Paris şehri için değil, belki de hayatında hiç karşılaşmayacağı, varlığından bile habersiz olduğu insanlar için bile bir futbolcudan daha fazlası. Biz kadınlar olarak; bir çekilirseniz, maç izleyeceğiz. Teşekkürler Melike…