11 Temmuz 2018 Çarşamba

Londra’nın En Güneşli Günü: Wimbledon


Tenis dünyasının en çekişmeli Grand Slaminden Wimbledon, aynı zamanda Londra’nın da en güneşli günlerine tekabül edecekti. Herkes sıralamaların en üst düzeylerini beklerken, alt sıralardan fırlayan yeni isimlere de açık bir şekilde kortlarda yer açıyorlar.
Aslında tenis seyircisini düşünürsek en sevdikleri arasında ilk üçü zorlar, yeni rakipler! Yıllardır bu anların yolları gözlense de gelenekselci bir topluluk olduğunu da unutmamak gerek.

Mesele onlar için hep kazanan, seyirciyle arası epey dostane olan yıldızlar her daim VIP koltuğunda oturur. En yakın örnek ise, Roger Federer ve bir de eskiye yad olsun Pete Sampras… Erkeklerde en fazla kupayı kazanan olarak koltuğu paylaşıyorlar.
Zira toprak kortun efendisi Nadal henüz tam istediğini yansıtamasa da o sene bu sene diyerek geliyor. Andy Murray zaten buraların çocuğu.

İşte bu ATP isimleri, diğerlerinden ayrılıyor. Hem madden, hem de manen! Hepsinin Grand Slam turnuvalarının tarihinde bir yolculuğa çıkmalı, bazı unutulmaz kavşaklarda durmalı... Avustralya Açık, Roland Garros, Wimbledon, Amerika Açık... Tenisin dört kalesi, en prestijli dört adresi. Hemen hemen her tenisçinin mutlaka tadına bakmak için suyunu taştan çıkartacağı adresler.


Wimbledon’ı biraz daha bunların dışına çıkartan ise Kraliyet elinin değiyor olması. Düşünün ki, sporcuların giyecekleri kıyafetlere kadar dokunabilmiş.
Ve en güzeli de kortun çimlerden geçerek raketle buluşması eşsiz bir oyun hamuru sunuyor. En prestijli tenis turnuvası olan Wimbledon'da erkeklerde görülen en fazla şampiyonluk sekiz.

1880'lerin yenilmez armadası William Renshaw'dan 110 yıl sonra Sampras, 120 sene sonra da Federer çimde sekiz defa taçlanmasını başarmıştı. 2008'de Nadal'ın Federer'i beş sette devirdiği 4 saat 48 dakikalık unutulmaz final bir yana, tarihin en uzun müsabakası da Londra'da yapılmıştı. John Isner, Nicholas Mahut karşısında 11 saat 5 dakikada kazanmayı başarmıştı. Oynanan 183 oyun da cabasıydı...
Hazır güneşi bulmuşken son birkaç notumu daha buraya iliştirmek için Londra’nın soğuğundan dersimi alırım.

Dünyanın en prestijli tenis organizasyonunda bugüne dek erkeklerde Birleşik Krallık'ın 37, Amerika'nın ise 35 zaferi bulunuyor. Son şampiyon İskoç Andy Murray Ada'nın medar-ı iftiharı durumunda. Sürpriz bir şekilde Wimbledon kazandığından beri kendisini kortlarda özler olduk..
Kadınlarda ise Amerika'nın ciddi üstünlüğü dikkat çekiyor. Onlar 57, Birleşik Krallık 36 defa mutlu sona ulaşmış durumda. Wimbledon'ın 100. yılı olan 1977'de Kraliçe İkinci Elizabeth tarafından kupası takdim edilen Virginia Wade'den beri hasret sürüyor.
Şu durumda İsviçre’ye ayrı parantez. Roger Federer’i unutturmadan yeni rekorlar için sabırsızlanıyor. Sonuçta Wimbledon’ın efendisi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.