3 Mayıs 2018 Perşembe

Yunan Tanrısı Spanoulis

Önce bilindik hikayeyle yola koyulalım… Yunanistan’da binlerce işçi, evsiz para kazanabilmek adına ne bulurlarsa çalışmaya gidiyorlardı. Bir de bu ekibin içine dahil olmamaya çalışanlar daha o zamanlarda baş gösteriyordu. İşte o mücadelenin Yunan tanrısı Spanoulis’i nasıl etkilediğinin kanıtları.

Spanoulis’in içine kapanık yaşantısına babasının çok küçük yaşta kaybetmesi, onu hayata küstürmeyecekti. Aksine babasını gururlandırmak adına basketbolun tahayyülü olacaktı. Ve evet, ailesi adına herşey değişecekti. Tıpkı babası ölmeden önceki gibi karakteri daha da sertleşecekti. Lakin bu onun hayat biçimine dönüşmüştü. Bu ağır süreç basketbol tanrısını ortaya çıkaracaktı, fütursuzca!

Sorumluluk, baskı ve motivasyon kelimelerini yeniden yazıp, üçlüklerine uyarlayacaktı. Şu yadsınamaz gerçek ki, Spanoulis Avrupa basketbolunun gelmiş geçmiş en iyi sporcularından. Ve bundan sonra yapacakları hem kendisinin hem de babasını gururlandırmak adına yapılacak alameti farikalarından.
Önemli bir yol ayrımı daha olacaktı. Yunanistan Liginden sivrilen Spanoulis, 23 yaşındayken Obradovic’in Panathinaikos’unun radarından kaçmadı…



Sonra kariyerini anlattığı Spanoulis olacaktı… Aslında hem basketbol anlamında hem de kişiliği anlamında Obradovic’le beraber çentik atacaktı.
Pana ve Obra ile ivme yakalasa da görüş ayrılıkları, Amerika kıtasına sürükleyecekti Vassilis’i. Kara talihi, NBA’de aradığını bulamayacağını Houston Rockets ile silik performans sergileyen Avrupalılar kervanına katıldı. 2008 yazıyla birlikte en iyi bildiği adrese teslim olacaktı.

Panathinaikos’a dönüşüyle, Olimpiakos ve CSKA Moskova’yı yenip kupaya uzanan parlayan yıldız Spanoulis, Final Four MVP’si seçilerek kalitesini ispatlamıştı. Hiç olmayacak dediğimiz transferler basketbolun kalemi olabiliyor. Olaylı Yunan derbilerin biri olan Olimpiakos- Panathinaikos rekabetine bir yenisini ekleyecekti. Olimpiakos’a imza atan Spanoulis, durağan geçen ilk yılına rağmen, bir sonraki sezon finalde CSKA Moskova’yı hezimete uğratan Yunan ekibi, Euroleague’in MVP’si Vassilis Spanoulis imzası taşıyacaktı.

Bundan sonrası malumunuz. Biraz altın çağ biraz duraklama dönemi derken, asistlerine ve sayı krallığına devam ederek, MVP ödüllerini de kimselere bırakmıyordu.
Tıpkı çocukluğunda yaşadığı çöküş zamanlarındaki gibi, Yunanistan’daki ekonomik kriz nedeniyle küçülmeye giden Olimpiakos’u bırakmayan ve gelen teklifleri reddeden Spanoulis’i bir kez daha basketbol tanrısı ilan etmek için epey sebepler var. Tüm yazılan senaryoları bir kenara bırakıp, kendi yaşamını şekillendiren Spanoulis’e büyük bir teşekkür borçluyuz. En azından basketbol adına!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.