23 Mart 2018 Cuma

Rekor Adam


Avusturya’nın köklü takımlarından Rapid Wien takımının, gelenekselleşmiş bir işleyişi var. Esasında takımdan çok taraftarının! Takımları maçta geriye düşseler de tepki ortaya koymuyorlar ya da yönetim istifa gibi ıslıklanma da yok.
Bilakis son 15 dakika gelenekleri var. Skor ne olursa olsun kazanmışcasına, coşkuyla destek verip, tezahürat yapıyorlar. Yani her daim dik durabilmek. Şimdilerde böyle mevzulardan bahsetmek epey zor. Bir kişi hariç!

Samimi ve tatlı hırsı, yaşına rağmen birinciliği göğüslemek onun geçmişinde var. Roger Federer elbette. Neden bu kadar farklı ki? Aslında az önceki takım gibi, geriye düşse de hatta yenilse de, dünya sıralamalarının ilk 10’unundan bir haberdar olsa da, hiçbir zaman kendisine yenilmedi.
36 yaşında sığdırabileceğinden daha fazlasını sığdırdığı tenisine, hayatına bu zamana kadarki alameti farikası şampiyonluğunu, rekor kırarak eline alacaktı.

33 yaşındayken, en yaşlı dünya bir numarası olan Andre Agassi tarihe gömülecekti. Kariyerindeki 20 grand slam şampiyonluğu dillere destan çoğu sporcuyu kıskandıracak türden. Bitmedi! İlk 2004 yılında 1 numara olmaktan söz ederken, 2012 yılının ekim ayından sonra hasat zamanına girecekti.


Evet, o her zaman varlığını hissettirse de, birincilik koltuğu için epey ara verecekti. Bir yandan tabeladaki sıralamasının yerleri konuşulurken, öbür taraftan ekonomi sayfalarının başını döndürüyordu. Şimdilerde, dünya bir numarası, 5. grand slam olarak anılan Indian Wells’te mücadele dolu oyunun ne kadar basitmiş gibi gösteren bir rekor adam var karşımızda.

Şampiyonluğa ulaştığında yenilgi yüzü görmeyen ekselansları, 2006 yılının modern haliyle izlettiriyordu. Onu izlemek, hayran kalmak zaten ayrı bir şans. Bizim gibi nesiller o dönemlerin büyük sporcularına tanık olma kudretine erişmediği için, Federer’e dört elle sarılır haldeyiz.
Zira, kortta yaptıklarının yanı sıra kendisine sorulan bir soruda, esprili cevaplamalarına ya da top toplayıcı bir çocukla diyaloğunda ne kadar doğru bir tavırla, dolu içerikle yaklaştığını her seferinde bağlam içinde kalmasına bile hayran olunası bir Federer var.

Ancak asıl mesele tıpkı Rapid Wien takımının yaptığı gibi nerede kalmasını gerektiğini, negatif anlamda değil, destekleyici olarak, nerede durduğunu çok iyi biliyordu. Örnek alalım. Şimdi dönüp bakıyoruz ki insanlık öyle evrim içine girmiş ki, sanki bir Federer hariç. O hep aynı karakteri ile tatlı bir ders verir nitelikte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.