24 Şubat 2017 Cuma

Aşk ve Nefret: Baggio

Bugün almanız gereken ilaçlarınızı içmeyi unuttuysanız veyahut İtalyanların futbolundaki düşüşten son derece rahatsızsanız, biraz geçmişe dönmek için iyi bir sebep olabilir. İtalyan futbolu hatta daha da özelleştirirsek, Roberto Baggio dönemine gitmek, kısa süreliğine futbolun “keyif” için oynandığı, izlendiği yıllara bakmak “biz ne oynuyoruz” dedirtebilir.

Baggio , 90’ların büyük futbol yeteneklerinden biri… Futbolu, para ya da daha fazla popüler olmak için değil, sadece ona olan derin bağları ile tutkulu olduğundan efsanedir. Baggio ismi yazılıp, çizildiği an akıllara gelen ilk fotoğraf kaçırdığı penaltı olacak ancak bunu şimdilik kenara bırakarak transfer dönemine değinmek gerek. Yıllarca süregelen rekabet Fiorentina – Juventus …

İtalyanların fazlaca milli oldukları yıllara tekabül eden transferi… Beş yılını harcadığı Fiorentina’dan ayrılma vakti geldiğinde siyah-beyazlı formayı giymek için sabırsızlanacaktı. Esasında taraftarların ve Avrupa futbolunun merakla beklediği gün Juve maçları olacaktı ve bu formayla çıktığı ilk maçında, futbolun sınırlarını zorlayan anlar yaşanacaktı.


Takımının kazandığı penaltıyı atmak istemedi, daha sonra da “ben buradayım” imajı ile topun başına geçecekti. Ta ta ta tam… Penaltı kaçtı!

İplerin koptuğu an, bu penaltı sonrası denk geliyordu. Baggio yedek kulübesine çekilirken, aniden saha mor atkılarla donatıldı. Halen daha Fiorentina’ya bağlılığını klasıyla göstermeyi ihmal etmeyecekti. 
Sevgi mi nefret mi ikileminde kalan taraftara küçük bir mesajı olacaktı. Yerden aldığı atkıyı öperek karşılık verdi. O an ne kaçan penaltı ne de mağlup olunan maç kimsenin umurunda değildi.

Ancak İtalyanlar unutmazlar! 1994 yılında oynanan Dünya kupasında kritik gollerle ve dinamiğiyle İtalya’yı finale kadar taşıyacak ama yarı finalde sakatlanması doktorlara karşı gelmeyeceği anlamına da gelmiyordu. Amerika’da oynanan 94 finali tüm dünyada da izlenebilsin diye gündüz saatleri tercih edilmiş, o sıcakta Baggio’nun ağrıları şiddetini arttırmıştı.


90 dakika boyunca; zevksiz ve golsüz bitmişti. Brezilyalılar kalecileri Taffarel’e olan güvenlerini kale arkasında sergilerken, Baggio penaltı atmak için gerilmişti bile. Zira ne var ki tarih tekerrür edecek, penaltıyı Taffarel’in üstünden dışarıya gönderecekti. Ve büyük sessizlik…
Final de Baggio, kaçırdığı penaltı ile kaybedildi demek son derece yanlış olur. Brezilya’nın şampiyonluğu kaçırdığı penaltı ile anlam buldu! İş, Roberto Baggio’ya geldiğinde ise aşk ve nefret duyguları iç içe geçiyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.