1 Kasım 2016 Salı

Arjantin'de Tabularınızı Yıkın!

Biraz gerçeklerden biraz da temennilerle birlikte yola çıktığımızda mutlaka varırız. Ya da öyle olmasına kesin gözüyle bakmak isteriz. Tabi çoğunlukla böyle ilerlemez. Durumu yıllardır domine eden bir sporcu veya takım vardır. Zira onlarda geçilmez kıvamdadır. Bu yıldız isimleri yendiğinizde anında kahraman olmuşsunuzdur. Üstelik sadece ulusal anlamda değil dünya çapında da!
Bu tabuları yıkan yok değil mi? Leicester City takımı geçtiğimiz sezon bunu pek ala başardı. Futbolda artık bu duvarları kıranları görmeye ısındık ya diğerleri…

Misal basketbol da epey yıllar oldu. Amerika’nın kırılmaz, geçilmez durumu sinir bozucu olmaya başladı ama ilginç tarafı keyif alabiliyoruz. Bir zamanlar kimisi yakın zamanda olmakla beraber Arjantin Basketbol Takımı güneyin esintileriyle kırıp döküyordu. 1950 yılında basketbolun esamesinin yeni yeni okunduğunda Dünya Şampiyonasında altın madalya almayı başarmışlardı. Daha alışık olduğu coğrafya da Pan Amerika Oyunlarında gümüş madalyasıyla Olimpiyatlara hazırlık yapacaklardı.


Güney Amerika Kupasında kazandıkları şampiyonluklar için müzede yer bırakmayacaklardı. Lakin onlarında baş belası olacağı bir takım vardı. Amerika’nın kurduğu basketbol cumhuriyeti diğer ülkeleri zorlasa da daha yakındakilerin canını acıtmak daha kolay olacaktı. 
Bu kâbustan uyanan ülkelerin başında Arjantin’den başkası olmayacaktı. 2011 yılında FIBA Amerika Şampiyonasında birincilik tahtına oturan Arjantin, Manu Ginobili ve Luis Scola’nın MVP ödüllerini kendi aralarında paylaşmaları diğer takımlar için pek hoş karşılanmayacaktı.

Scola ve Ginobili bu ödülleri karşılıksız bırakmayacak NBA’de deyim yerindeyse parkede izini bırakacaktı. Güney Amerika’da sadece Arjantin varmış gibi konuşmamak gerek. Brezilya Basketbol takımı da bu konuda hiç fena sayılmaz. Yakın zamanda Güney Amerika’nın Leicester City takımı çıkacağından hiç şüpheler yok. 
Yine de Arjantin’e dönecek olursak; Ginobili, Scola, Pepe Sanchez, Hermann gibi yıldızlarıyla 2002-2012 yılları arasındaki rakiplerine korku salmış bir takımdı.

Bu oyuncuların muntazam saha görüşü olmasından ötürü, çevirdikleri top ile rakip taraftarları dahi coşturdukları çok olmuştur. Gözlerin bu efsane kadroyu aradığından dolayı Amerika’nın hükümdarlığına boyun eğilmesi bundandır.

Beklentilerin aksine Güney Amerika’da futbolla kurdukları net bağlantı sadece biz, olmasını diliyor ve bunun peşinden iz sürüyorduk. Haklı çıkmak, gerçeklerimize oturtmak için…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.