9 Eylül 2016 Cuma

Ona Birring Wiggins Diyebilirsiniz ya da Wiggs...

"Herkes futbolcu olmak istiyor. Bence bisikletçi olmakla daha iyi edersin."
Bir annenin sözleri oğlunu teşvik mi yoksa kahraman mı yapmıştı; çokça cevaplanacak bir söz. Böyle etkileyici bir anne varken Gary Wiggins'in oğlu olduğunu hatırlatalım. Aynı zamanda alkol ve kızlara olan düşkünlüğü Bradley Wiggins 2 yaşından itibaren babasız bırakacağını da.

Her ne olursa olsun Bradley, babasının kahraman olamadığı yerde dedesi var olacaktı. Bir başka epik insan ise Chris Boordman babasının yerini alacaktı.
Küçücük bir çocuğun hayatını; 1992 Barcelona Olimpiyat Oyunlarında Boordman'ın altın madalyası hem Wiggins'in hem de İngiltere tarihine perde aralayacaktı. Belki de Bradley Wiggins'ten çok ama çok uzaklardaki babasının, bir nebze de olsa genlerinden bir parça almış olabilir.

Bradley, hayranı olduğu Gary Lineker yerine Boordman yolunda ilerlemeye başlamıştı bile. Ardından annenin atakları burada da geçerliydi. Önce mahalle takımına alınmasına teşvik eden ve ardından genler devreye girince ortalığı kasıp kavuracak Wiggins doğuyordu.



Babasının başaramadığını alarak o hiç tanımadığı babasının gözüne girebilmekti belki de, kimin umurunda; Bradley Wiggins'in! Çünkü babası Gary'nin var olan potansiyelini başarıya dönüştürememesi onu daha da hırslı bir sporcu kimliğine dönüştürecekti.
Babasının başarısızlıklarına, şahit olamaması büyük şans iken kulağına mızıldananlara izin veremezdi. 

En azından bu olgunluğu gösterdi. 15 yaşına geldiğinde ülkesinde pist bisikleti adına ismini duyurmuş, bundan 3 sene sonra ise gençler etabında şampiyonluk kutluyor olacaktı. Bisiklet sporuna yakışan jargonlardan biri "tren" Bradley'in üzerine sinecekti. 
Bisiklette gelişim gösteriyorsa o da bu kelimeden kaynaklı olduğunu iddia edenlerin haklılık payı fazlasıyla var. Hep çalışan, alternatif üreten ve de başarıya odaklanan Wiggo yine "takım ruhu" için yaratılmıştı. Yol bisikleti macerasında "ego" kelimesinden daha 2 yaşındayken arınmış biri olarak hem takımı için çalışıyordu. Ya da Mark Cavendish için. Kim ne derse desin!

Elimizde kanıtlar var. Cavendish tek başına değil tabi Chris Froome içinde varını yoğunu  ortaya koyduğunu, her pedala basışından biliyoruz. Giro'da, Tour de France'da kazandığı yarışlar sayesinde kariyerine anlam kazandırıyordu. Team Sky'ı gerçekten de göklere taşıyan bu sporcular kıyı da köşede kalmış soruları cevaplandırıyordu. 
Bradley Wiggins aynı zamanda Olimpiyatlarda da altını göğüslemiş bir isim olarak Britanyalıların göz bebeği oluyordu. Aslında Bradley, Britanya'nın halet-i ruhiyesini müthiş bir şekilde tanımlıyor. Soğuk olabilirim fakat görev adamıyım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.