20 Eylül 2016 Salı

Kaybetmek, Çoğu Kez Kazanmaktır.

Tenis son zamanlarda, çıkmaza sürüklenmiş durumda! Zira Amerikalıları bu konuda daha da çok sıkıntı bekliyor gibi. Şaşalı temsilcilerden başka kimleri konuşuyor?
Belli isimler var ki bunları hiç yadırgamıyoruz. Çünkü tenisi bir adım ileriye taşıdılar, bir nevi sırtladılar. Williams Kardeşler dışında bir isim yineleniyor mu, ya da yeni yeni isimler...
Açıkçası pek de yolunda gitmeyen bir döneme girmişler iken, biraz geriye sarma zamanı da gelmiş demektir.

2003 yılının sonlarına doğru dünya 1 numarası Andy Roddick rüzgarları esiyordu. Bu fırtına 9 yıl boyunca tribünleri biraz daha doldurmayı başaran isimdi.Tribünleri bir kenara koyalım; Andy Roddick'in oynadığı tenis maçlarını izlemek için epeyce sebepler sayılabilir. Rakibinin kuşanmadan, kaç kilometre hızla servis yollayacağı, hangi kör noktaya topu fırlatacağı, hakemlerle "tatlı tatlı" tartışmaları veya kendi içinde verdiği savaşlar, bunlardan sadece birkaçıydı. 
Ve bu nedenlerden ötürü kumandanızın kırmızı tuşuna çokça bastık.

Kimilerimiz onunla aynı duygularıyla izlerken kimileri rakibin tarafıyla adrenalini tattı. Bununla beraber emekli olmasını bekleyenler oldu.



Nedendir bilinmez sahaya kattığı enerji sayesinde emekli olmasını bekleyebilir miydik? Kocaman bir hayır! 2012 Ağustos ayında yaptığı açıklama ile "Amerika Açık son turnuvam olacak" demesiyle kafamızda deli sorularla baş başa bıraktı.
Klasik bir sporcu gibi peşinde bıraktığı başarısızlıklar inişler, çıkışlar bıraktı elbet fakat onu hatırlatan kendi oyununu kazansın kaybetsin rakibine oynata bilmesiydi. Ve bir de yenilse dahi yüzünün hep gülüyor olmasıydı.

Andy Roddick'i farklı kılan bir diğer hususta kaybedilen vefa duygusunun bizlere hatırlatmasıydı. Amerikalı vatandaşı ve partneri Mardy Fish tenis kariyerini sonlandıracağını söylediği anda ikili için son bir fırsat kalmıştı. Sonuçta onların kortlara dönüşüydü, çiftler klasmanı da olsa başarılı ve göz dolduran ender çiftlerden.

Andy Roddick; Grand Slam şampiyonluğu (3 Kasım 2003 US Open), kupalar, tişörtünü çekiştiren adam olarak hafızlara kazındı. Farazi cümleler, farazi sohbetler...
Ve bundan sonra onun için hiçbir şey değişmeyecekti. Amerika içinde! Çünkü yeni bir "star" doğabilecek potansiyele sahip bir ülkeden bahsediyoruz. Federer'in bu kadar ilerlemesinde katkısının olduğunu unutmamak gerek.

2 yorum:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.