29 Nisan 2016 Cuma

I Feel Devotion

Bu sene en verimli topraklarımız basketbol oldu. Ve de devam edecek türden. Mesela son 5 yıldır Avrupa'ya ve hatta dünyaya voleybol alanında bir hayli ünümüzü saldık. Dünya şampiyonlukları, Avrupa dereceleri derken beklentileri ve çıtayı yükselten voleybol takımımızın yanına sonunda basketbolu da eklemeyi başardık. Lakin bu yeni bir haber değil. 

Gençler kategorisinde uzun yıllardır, altın, gümüş madalyaları görücüye çıkarmıştık. A milli takım veya üst ligler de olmadığı için dillendirilmiyordu. Şimdi sırada Avrupa kupalarına bir adım kaldı.
Fenerbahçe Obradovic ile yeni bir ruh kazandı, evet ama bir türlü sonunu getiremiyordu. Takımdan kendine yer bulamayanlar, ilk beşte kemikleşmiş bir grup...
Dolayısıyla, kalanlar ve gidenler sonunda yeni bir takım oluşturdu Obradovic. Bir önceki Euroleague'in rövanşı için sunulmuş bir nimet vardı ve sonuna kadar çok iyi kullandı. İşin aslı kullanmaya da devam ediyor.

Geçen yıl Final-Four (F4) yolundaki Real Madrid mağlubiyetini sindiremeyen Obra bu yıl Euroleague'de takımından daha çok kendisinin ismi daha sık duyar olduk. Zira basketbolculuk kariyerinden kalan tecrübe ve birikimler ona galibiyet, kupa ve zaferler olarak geriye dönüyordu. 

2016 yılı F4 öncesi kaderin bir cilvesi olacak ki karşısına Real Madrid takımını çıkartacaktı. Obra affetmedi. 3-0'lık ağır bir serinin ardından dökülen tek cümle; intikam soğuk yenen bir yemekti. Gelelim finale, Eurocup'a...



Her şey Euroleague'in Galatasaray'a red cevabı ile başlamıştı. İtirazlar nafile... Bir hırsla Eurocup kupasına hızlı giriş yaptı. Aralıksız galibiyetler beraberinde grup liderliğini garantilemesiyle ödüllendirilmişti. Mccollum, Caleb Green gibi mühim oyuncuların talihsiz sakatlıkları bir ara zor duruma getirse de Ergin Ataman'ın zor günlerin hocası olarak planını sağlam kazığa bağlamıştı.

Onun harareti ve ateşi sayesinde takım her zaman dik ve hazırdı. Zaragoza, Sassari ve Olaj son 32'li grubun mağdurları olurken; karşılarına çok yakinen tanıdıkları Karşıyaka çıktı. Ve sonuç belli!
Ardından Bayern Münih... Korkulan takımdı, çünkü adı vardı. Yine de önlerine hangi takım çıkarsa çıksın Ergin hocanın B planıyla karşılaştılar. Heyecanın tavan yaptığı, uykuların kaçtığı Gran Canaria maçında ise finale uçan pek tabi ki Galatasaray'dı. 

....Final heyecanına hazır mıyız?
Strasbourg'du rakip; bir Fransa'ya bir Türkiye'ye gidecekti kupa. Ne var ki kupanın kolundan tutan Galatasaray oldu. Diğer kulpundan kaptan Sinan Güler'in kollarında Abdi İpekçi'ye yükseldi. Eee Hoşgeldin Euroleague'e....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.