22 Mart 2016 Salı

Flanders Aslanı Magni!

Bisiklet sporu denilince akla ilk hangi isimler geliyor? Çok da düşünmeden ağızdan dökülüyor isimler. Bir de son zamanların popüler yıldızları ekleniyor. Soruyu şöyle değiştireyim. İtalyan bisikletçi denilince akla ilk gelenler; hiç şüphesiz Coppi, Bartelli, Binda ve daha çoklarını sayabiliriz. Neden hemen bu ilk 3 isim söylenir ki, iste sizi bir alt paragrafa alayım.

Hem Binda hem de Coppi Giro d'Italia'yı 5 kez kazanmış, kürsüde pembe mayoyu üstlerine geçirme zaferine ulaşmış isimler. Esasında bu Giro tarihinin rekorudur. Giro'yu 5 kez kazanan başka bir isim daha var. Eddy Merckx! Meşhur Merckx! Gel gelelim benzer dönemlerde yarışıp 3 kez pembe mayoyu terletmeyi başaran bir isim daha var. Fiorenzo Magni; 3 mühim yarışı da 3 kez kazanmış bir isim aynı zamanda. Giro d'Italia, İtalya Ulusal Yol Yarışı ve de Tour of Flanders. Burada ayrıca belirtmeliyim ki Flanders yarışını üst üste 3 kez kazanan tek bisikletçi.



Bu yüzdendir ki Flanders Aslanı olarak adına mahlaslar takılmıştır. Magni için deyim yerindeyse dananın kuyruğu 1956 (35 yaşında) yılında kopacaktır. Çünkü Magni için devrim niteliğinde bir yıl, sezon geçecektir. Emekli olmaya karar verir ve son nefsine kadar son kez Giro'da yarışıp elinden gelenin en iyisini yapmakta kararlıdır. 
O yıl 23 etaptan oluşan Giro için ilk 10 etaba kadar, orta seyirde izler mücadelesi. Buraya kadar ciddi bir sorun veya sakatlık da yoktur aslında. 10. etaba gelindiğinde, inişe geçilen bir güzergahta düşer ve sol köprücük kemiğini kırar. Bu her bisikletçi için olabilecek bir sakatlıktır (toparlanma süreci hızlıdır.)

Acı tüm kemiklerine kadar işlese de çekilmeyi reddeder ve etabı bitirmeyi "başarır." 1956 yılında emekli olacağını bir kez daha hatırlatarak çekilmeyi kesinlikle kabul etmez. 3-4 gün sonraki etap Magni'yi epey zorlayacaktır. 
Kuvvet alması gerekeceği yokuşlarla karşılaşacağını bildiği için etaba küçük bir ön hazırlıkla başlar. Masi (Magni'nin ekibinden bir mekanikçi) bir öneride bulunur.

İç lastikten bir parça kesip gidonun ortasına bağlar, diğer ucuyla ise Magni'nin dişleriyle çekmesi için bırakılır. Bu anlar hem bisiklet tarihinin hem de İtalyan sporcular arasından en ikonik fotoğraf olarak nam salar. Hemen ertesi gün kırık olan köprücük kemiğinin üstüne bir kez daha düşerek darbe üstüne darbe alır ve pazı kemiği de kırılır. 

Asla pes etmez, çektiği acı onu diri tutar ve etabını 3. sırada genel klasmanda 2.'liğe uzanır. Son arzusu, son Giro'yu, onun Giro'sunu kazanmaktı. Ama aslında o zaten bu savaşıyla çoktan kazanmıştı. Boşuna Flanders Aslanı denmemiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.