2 Aralık 2015 Çarşamba

"DEV" Dönüş: Paul George ve Natasa Kovacevic

Popüler kültür, basit açıklamaları sever. Karmaşık bir teoriyi 10 saniyede anlatabiliyorsan sever, manşetlerden düşürmez. Fazla vaktimizin çalınmasını, uzun sayfalarca yazıların yazılmasından ziyade, edebiyat kurallarını bir kaç cümle ile açıklayabilirsen manşetlerden manşet beğen. Basit olsun, karmaşık değil. Bize okkalı bir hayatının özeti, kısa olanından. En azından yaptığı mesleği. Sizler yapabilir misiniz? Sığdırabilir misiniz her gün rutin işinizi? Rutin, her gün aynı işi mi yapıyoruz? Sorular çok, cevaplar uzun.

Bizler ömrümüzce çalışsak bu kadar çok para kazanamayız gibi söylemleri sporculara karşı fazlasıyla tüketiriz. Doğru, çok fazla kazanıyorlar. Dışarıdan bakıldığında lüks yaşantılarına her ay değiştirdikleri arabalarına, sevgililerine bakarak acımasızca yorumları sıralıyoruz. Haklı tarafımız da var ama kime ne! Takıma kazandırdığı pozitif sonuçları anında unutma başarısını gösterirken, yaptığı bir hatayı bir hafta tartışıyoruz. Yorumcular hariç! Bir de hep göz ardı ettiğimiz sakatlık dönemi var. Ne türlü psikolojik savaşların verildiği, spor hayatının devam etmesinin ince bir çizgi üzerinde yürüdüğü sancılı süreçler.

Kimi gerçekten başarısız olup başka alanlara geçiş yapıyor; Julio Iglesias gibi. Uçurumun kenarında tek çarelerinin B planı üretmek oldukları anlar. 2014 yılının yaz ayları döneminde Amerikan Milli Takımının kendi arasında oynadığı maçta kaval ve kamış kemiği kırılan Paul George, basketbol kariyeri bitti derken sürpriz şekilde fizik tedavi ve oyun stilleri hakkında çalışmalara başladı. 



Indiana Pacers kulübü bu mucizevi dönüşe kırık olan sağ ayağı üzerinde durabildiğini ve vücudunun üst bölgesini güçlendirmek adına sıfırdan başlayan Paul George'un hikayesi bu. 2014-2015 sezonunu tamamen kapattığını söyleyenlerin tersini ispatlıyordu. Canlı canlı! Sakatlık dönemlerini 1-2 kelimeye sıkıştırıp, geçiştirdiğimiz çoktur. Hatta kısa süre sonra oyuncunun varlığını dahi unuturuz. Halbuki bizler basit bir gripte yaşadığımız ölüp ölüp dirilmeleri abartarak yaşayan toplumuz.

Bir oyuncunun sakatlığı bu kadar basite indirgenemez. İndirgenmemeli! Fiziki açıdan normale dönmek şaşırtıcı olabilir, bunun bir de mental açıdan hazırlık süreci. Paul George birçok konuda ders veriyor. Sakatlık döneminden önce All-Star'a seçilen, başarılı performans grafiği ile gelecekte yıldız oyunculara meydan okuyacak isim olarak adlandırılan aylarca süren bir kabusa itildi. 
Kendisinin de söylediği gibi sıfırdan başladığım çocukluk dönemine geri sarılmış gibiydi. Korkunç bir başlangıcın içindeydi.



Diğer takım arkadaşları yeni rekorlara, yeni takımlara imza atarken o basketbola yeni başlıyordu. Yeni, taaa 10-15 yıl öncesine. Ördüğünüz tuğlaları sebepsiz yere yıkılan duvarlarınızı daha sağlam olmayan temellere dayandırarak. Ama, o başardı. Döndü. Sihirli bir dokunuşla. Bir dokunuşta Avrupa'dan. Yılmayan bir kadın. İlk olmayı başaran kadınlardan. 

Natasa Kovacevic protez bacakla tekrar sahalara dönerek tarihe geçmeyi başardı. Protez bacak; yaşamı bu kelimenin bir özeti niteliğinde. Gyor takımının formasını giydiği yıl antrenörü ve takımın menajerinin yaşamını yitirdiği kazada, hayatta kalması bir mucizeydi. Bu mucize de sol bacağını kaybetmişti. Takım arkadaşlarına göre Kovacevic'in spor hayatı sona ermişti. 
Pes etmeyen ve zorlu geçen yılların ardından protez bacakla parkelere geri döndü. Bu çabaları Kızılyıldız takımına transfer olarak birçok insana ilham verdi. Kovacevic'i bir ilk de imza atmıştı. Avrupa'nın ilk engelli basketbolcu olarak da tarihe geçti. Paralimpik değil! Sapasağlam, dimdik olarak.
Kızılyıldız ve milli takımlarda. George ve Kovacevic bir tiyatro sahnesinin başkahramanları olmuşlardı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.