3 Kasım 2015 Salı

Bisiklet Manifestosu Eddy Merckx

Bin, çevir, in... Bin, çevir, in... Onun gibi olmak için tekrar bin, çevir, in! İdoller insanoğlunun aklını başından alır. Eddy Merckx itirazlara gerek yok bisiklet 1 numarası. Akıllara durgunluk veren rekorlar, sprintler onu idolü Stan Ockers'ın önüne taşımıştır. Basit çözüm yolları, kolaylıkla uygulayabilecek formülü vardır bisikletin. Pes etmemek! Haftalarca plan yapmak, saatlerce bacak antrenmanı, yağmurda sırılsıklam olsanız dahi duramazsınız. Aksi takdirde dön başa. Oysa ne kadar çaba ve emek harcadığınızın bir önemi yoktur. Var mıdır peki?

Yıllarca doping yapmış isimler önünüze geçiyor, üstüne üstlük kupaları, madalyaları elinizden çekip alırken sizin karşınızda şampiyonluk kadehini gözünüzün önünde yudumluyor. Çalkantılar asla peşini bırakmayacak, öyle de olmalı. Gözün göremediği, karanlıkta saklananın ortaya koymak rahat bırakmamalı insanı. Ta ki itiraf edip, af dileyene kadar. 
Bu sahneleri televizyonlarda canlı canlı izlerken kanallar, intikam soğuk yenen bir yemektirin ispatını yapıyordu. Anlata anlata bitirilemeyen bir o kadar bu efsane ismin hakkında pek de detaylı bilgiye sahip değiliz! Kabul edin değiliz!
Belçikalı Eddy Merckx tam 17 yıl (1961-78) bisiklet adına unutulmayacak saatler yaşatan, her gelişinde beklentilerin bir kademe arttıran bir isim. Çok yalın oldu. 5 Fransa Turu, 5 İtalya Turu, 4 Dünya Turu, 2 Belçika ve Lambardiya turu ve de finişi 1 İspanya Turu şampiyonluklarıyla yapan Merckx, Stan Ockers yaşasa idollerin yeri değişirdi muhakkak. 


Tabi ki bütün bir kalemle yazılanlar kolaylıkla elde edilmiyor. Bilakis ilk yarışlarında dereceye girmekte güçlük çeken, acemi sporcuydu. İlk büyük zaferini Milano San Remo için binen, gözü kara ve kazanmak için pedal çeviren Eddy Merckx madalyasını almak için selesinden inmişti. Ve bir daha onu tutabilen olmadı. Bu yolda kazalar, bilinç kayıpları, yaralanmalar geçirmiş bunlara rağmen yarışlara devem ederek bisiklette 1 numara ve efsane olarak anıldığının sadece bir kaç kelimeye sığdırılmış örneği.

Aborjinler veya Kızılderililer denildin mi akla çiğ çiğ yenen insan eti geliyor, daha yumuşak hali "yamyam" deniliyor. Artık bu yargıyı tazeleyecek olan yine Merckx. Rakiplerini aşırı zorlayan, zaferden başka bir şey düşünmeyen, hırslı ve başarıya aç olması sebebiyle masumane lakabı "yamyam" olarak dillendirmeye başlanmış. 
438 birincilik alan birine bakarsak "yamyam" kelimesi bile doldurmuyor. 32 yarış birinciliği, saate karşı yarış dünya rekorunu da yanına ilave edersek hak verilmeyecek gibi değil. 


Eddy Merckx için bisiklet onun hayal gücüydü, durmaya başladığında devrilen hayaller. Onun durmasını engelleyen Uluslararası Bisiklet Birliği (UCI) "20. yüzyılın bisikletçisi" ödülüyle Belçika'da kopan rüzgarlara sebebiyet verdi. O yıllara nazaran en büyük başarılar. Ülkeye kral geliyormuş gibi ağırlanıyordu. Bisikletin Jordan'ı adına basılmış formalar, kitaplar kısacası bisikletin içinden, kelimelerin anlam bulduğu, şarkıların nakaratı olduğu isim. O gerçekten efsane.
En verimli yıllarını ki aynı zamanda rakiplerinden aldığı darbelerin denk geldiği yıllara tekabül ediyor, yavaşça sonuna geliyordu. Vücudundaki hasarın hiç birini ruhunda göremezsiniz. Çünkü bisiklet onun hayal gücü. Tırmanışlarında ki bitmeyen gücü -onu izleyenler düz yolda yürüyor hissine kapılır- zamanla olan yarışı, kimsede asla olamayacak tekniği, sprintleri ona yetişilmesinin imkansıza yakın olduğunu açık bir dille vuruyor. 

Eddy Merckx emekliliğini de başlangıç yaptığı Milano San Remo yarışı için kazandığı zaferdi. Aradan 10 yıl geçti ama o üzerine katarak bin, çevir, in... Bin, çevir, in... mantığıyla idolünü de geride bırakmıştı. Kendi ismini taşıyan bisikletler sayesinde Merckx'i hala yarışlarda görebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.