21 Ekim 2015 Çarşamba

Bisikletine Kavuşamayan Kıta: Güney Amerika

Bisiklette; tenis, golf, kayak ve bazı spor dalları gibi ekonomik savaşların verildiği meydan. Bir nevi "parayı veren düdüğü çalar" mantığıyla ilerliyor. Bisiklet bununla orantılı daha çok "paranın bende" dediği Avrupa ülkelerinde gelişme gösterdi ve turnuvaların ünü kıtaları aştı.
Yeteneğin, çaban var, paran yoksa barınmak ne mümkün! Böyle böyle yeteneklerin yitip gittiği çok bisikletçi var. Kendi şansını yaratanlar ise başımıza taç etmeliyiz. Günümüzde doping tartışmasını değilde başka konularda ya da imkansız başarıları konuşuyor olabilirdik. Mesela doping yaptığını itiraf eden Lance Armstrong ile aynı VO2 değerlerine (kullanabileceği oksijen performans değeri) sahip Nairo Quintana, üstelik tüm doping testlerinden geçmesiyle birlikte bu değer aynı!
İnanması zor görünüyor, bisiklet severler domine etmiş isimlerle o kadar çok haşır neşir oldu ki yeni isimleri kabul etmedi.

Quintana; Kolombiyalı olması bir yana neredeyse 15 yaşına kadar bisiklet selesiyle tanışmamış bisikletçi. Evet, bu cümle biraz zıt düştü. Nairo bunlara rağmen farklı bir perspektiften yaklaştı. Bisikleti üzerinde kendini geliştirmek için 16 km uzaklıktaki okuluna gitmeye başladı. Olumsuzluklar silsilesi peşini bırakmıyordu. Bir gün bir çukur yüzünden kafasını kaldırıma çarparak 24 saat boyunca komada kaldı ve hayata tutundu. 
Aslında Nairo için o günden sonra ilk yaşanacaktı. Bundan sonraki tüm basacağı pedallar da kask takmayı öğrenecekti. Ve Nairo işi bir adım öteye taşıyarak And Dağlarındaki evine (3200 m yükseklikteki) yani neredeyse dik yokuş diyebileceğimiz tırmanışların ustası olmuştu. 



Sıkı kasları sayesinde kazandığı en büyük ödül güven olmuştu. Kolombiya'da katıldığı yarışlarda kazandığı para ödülleri -aklınıza 4-5 haneli rakamlar gelmesin- bisikletinin kadrosuna yeni parçalar ekleyip daha iyiye ulaşmayı amaçlıyordu. Latin Amerika'da adını duymadığımız çokça tırmanma uzmanı vardır. 
Halen daha meşhur Tour de France'in yüksek eğimli dağlık etaplarında kazanan hiçbir Latin Amerikalının çıkmaması da şaşırtıcı, bu zamana kadar yatırım yapılmadığının da bir parçası.

Nairo Quintana bir ilk olmayı başaracak, dikkatler haritada yer değiştirecekti. 2013'de ilk kez katıldığı Tour de France'de ikinci olmayı başardı. Bir sonraki yıl Giro d'Italia'da 1. olarak ateşi fitilledi. Bu yılda ayağının tozuyla Fransa'da Genel Klasman ve Tırmanış'da ikinci olmayı bildi.
Tırmanış etaplarını da küçümsememek gerek. Güney Amerika gibi dağlık bölgelerden bu zamana kadar nasıl kazanılmadı sorusunu akıllara getirse de, cevap ortada. Üstelik Kolombiya gibi gerçek anlamıyla "bisiklet kültürünün" yoğun ve güçlü olduğu bir ülkeden söz ediyoruz.


2014 Giro d'Italia 1. olduğu zafer
Ardından bu yıl Fransa'dan sonra Vuelta a Espana'da zorlu bir turnuva geçirmiş yinede 4. bitirerek hiç şüphesiz And Dağları gözünün önüne gelmiştir diye düşünüyorum. Bu zamana kadar neredeydin ve nasıl keşfedilmedi? 
Ben bu cümleyi sıklıkla kullanıyor olmakla birlikte bir kez daha vurgulamak istiyorum. Her yaz ayında karne hediyesi adı altında hediye edilen bisikletinizi kullanıp yaz bitiminde bodruma terk ettiğiniz bisikletleri, kenara atarken bir kez daha düşünün derim. 
Mesela en basitinden değerini bilelim! Ya da kullanmıyorsak bisiklet sporunda kendini geliştirmek isteyenlere hediye edilebilir. Kim bilir belki o kişinin kupayı kaldırmasına vesile olabilirsiniz.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.