24 Ağustos 2015 Pazartesi

Birlik Olmanın Tanımı! Bursaspor Efsaneleri!

Her şehrin tarihi dokusuyla özdeşleşmiş semtlerinde sporda nasibini almıştır. Belki de günde binlerce adımların iz bıraktığı kişilerden bazıları o semtin adıyla ününe ün katmıştır. Nitekim böyle örneklerde yok değil. 
İstanbul tarihte özellikle de futbol dünyasına kapılarını ardına kadar açmış bazılarını arnavut kaldırımlardan çim sahaya bazıları o zamanki koşulların getirisiyle fabrikaların soğuk yollarına götürmüştür. Evet, her insan kendi şansını kendi yaratsa da yaşamsal koşulların mecburiyeti de göz önüne alındığında; üstelik yıllar 60'lı-70'li yılları gösteriyorsa bir kez daha alıkoyuyor hayallerden. 

Düşününki, henüz lise öğrencisi olan bir çocuk, bir gün önce okulda tebeşirin tozunu yutmuş, ertesi gün kolundaki saati değerinin çok altında satarak "Yeditepeli" şehrin büyüsüne kapılır ve yollara düşer. Sadece yollara değil o futbolun sevdasına da düşmüştür. 
Yeteneği ile herkesi büyüleyen "Mesut Şen" Galatasaray altyapısıyla hayaline bir adım daha yaklaşır. Daha büyük hayalleri vardır; Lefter'i biraz daha yakından canlı canlı izlemek. Bilmiyordu ki çok daha ileriye taşınacağını. Sarı-kırmızının renkleriyle bambaşka bir heyecana tanık oluyordu Mesut Şen. 


Bir rüya misali yaşarken Bursa'ya arkadaşının yanına gider. Bizim çocuk durur mu? Dayanamayıp mahalle maçında alır soluğu. Çalım üstüne çalım, göz doldurur adeta. Kenarda maçı takip eden Akınsporlular, bu yeteneği kaçırmamak için kolları sıvarlar. Bursa futboluna kazandırdıkları sadece bu süreçler değil Mesut o sezon hem gol kralı olur hem de takımını şampiyon yapar. 

Tarih 1963'ü gösterdiğinde Bursa'da bir ilk daha yaşanır. Akınspor, Acar İdman Yurdu, Çelikspor, İstiklal ve Pınarspor birleşerek Bursaspor'u kurarlar. Daha sonraları yeşil-beyaz formayla muazzam birlikler, zaferler, dostluklar ve milli mücadeleler beraberinde gelecektir.

Mesut Şen yine kendisi gibi kendinden önce takımını hayatının önünde tutan Ersel Altıparmak ile önlenemeyen ikili unvanına sahip olacaklardı. Mesut Şen sağ açıkta çalımlarıyla harikalar yaratırken, Ersel Altıparmak orta sahadaki üstün mücadelesiyle her geçen gün zirveye taşınıyorlardı.


Bursaspor'un halen daha meşhur tribünleri, o yıllarda da bu ikili için şarkılar söylenmiş, tribünlerde kendilerine has özel seyirciler oluşturmuştur. Bu ikili nereye giderse tribünlerde orada buluverirlermiş. Hem spor adına hem de seyirciler adına büyülü anlar yaşatmışlar. 
Uzun yıllar Bursaspor'u şampiyonluklara taşıdılar. Kendilerini de milli formanın onuru sarmışken, ikili daha sonra da Bursaspor ismine yakışır yararlı işler yürüttüler, futbola birçok ismi kazandırdılar. 

Ersel Altıparmak bir röportajında Mesut Şen için sıcak ve samimi duygularını şöyle dile getirir: " Barcelona'da oynayan Messi, Mesut gibi. Çalımları, adam geçmeleri Mesud'a benziyor. Ama Mesut'un bir özelliği daha vardı. Çizgi üzerinden gidip orta yapıp gol de attırırdı. Messi'de bu yok, o gole kendi gidiyor." dostluğuna sıkı sıkı sarılan -büyük insanlar-.

Bir de şöyle söylemler var, Mesut Şen için. Bursa Atatürk Stadyumunun çim sahaya gölgesinin uzandığı noktaların dışına çıkmazmış. Bizim çalım ustasının ünü Gölge Mesut olarak Bursa'nın dar sokaklarında yayılmış. 


Yine Bursa'nın daha da doğrusu Tophane'nin atmosferi ile büyüyen Sedat Özden namı Sedat 3 ( o yıllarda Bursa'da 3 tane Sedat olunca Sedat Özden'e 3. Sedat denmiş) olarak yayılan bir başka sevdası futbol olan futbolcu.
Mesut-Ersel ikilisinden sonra hem futbolu hem de insanlığıyla halen daha ayrı tat bırakan nadide kişilerden. Bu 3 ismi Bursaspor ile özdeşleştiren farklı unsurda İstanbul takımlarından transfer teklifleri almalarına rağmen (kısmen Gölge Mesut Beşiktaş'ın havasını solusa da, kısa sürdü.) formayı üstlerinden çıkarmak istememeleri.

Futbolun beraberlik içinde, keyif almak amacıyla oynandığı yıllardı. Birliğin altını çizdiği yıllardı. Şimdilerde... Yorum sizin!

1 yorum:

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.