25 Haziran 2015 Perşembe

Şutörlük Tanımına Sığmayan Dev Adam: Stephen Curry

40 yıl aradan sonra Golden State Warriors'un şampiyon olup olamayacağı konuşulurken takım olarak son noktayı koydular. Takımla birlikte yeni ışıklar doğdu. Hiç şüphesiz onlardan biri 27 yaşında, 2 kere All-Star olmuş bir yetenek!
"Stephen CURRY"

Curry, Hokies ve Davidson Kolejinden burs teklifleri almıştı. Kibarca teklifleri geri çevirip Hristiyan okulundaki eğitimine devam etme kararı aldı. Liseyi bitirdikten sonra NCAA'nin önemli takımlarından Davidson Kolejiyle el sıkıştı.

Henüz kimsenin haberi yoktu. Geleceğin yıldızından.
Esasında bazı sinyallerini veriyordu. 2008-09 sezonunda Davidson Kolejiyle maç başına 28.6 sayılık yüzdesi ile ABD'nin en yüksek skoruna sahip Kolej oyuncusu unvanıyla başarı kazanmaya aç bir oyuncu profili olduğunu gösterdi.


Stephen Curry bu performanslara gelebilmesi sanıldığı kadarda kolay olmadı. 2009 yılında NBA seçmelerinde Golden State Warriors takımı için seçilmişti. Kenarda oturmak yerine ilk beş içinde olmalıydı. Bir nevi şans yüzüne güldü. Monta Ellis'in sakatlığı sebebiyle daha fazla süre alarak "muazzam performansıyla" kariyerinde çok büyük bir adım attı.
Gözler üzerindeydi artık!

Tamda işler istediği gibi giderken 2011 yılında ayağından operasyon geçirdi. Daha çok hırslandı, daha çok çalıştı, daha çok istiyordu oynamayı...

Bu kadar zorlu aşamaların üstesinden gelmeye çalışırken yalnız değildi. Kendisi gibi basketbolcu olan olan babası Dell Curry vardı. Stephen kadar başarı hikayeleri yazılmamıştı belki ama o babasına hayrandı. 
Maç esnasında ne zaman tribünlere baksa babası Dell'in sevinçleriyle, alkışlarıyla moral depoluyordu.

2014-15 MVP'si Stephen Curry final serisinde Cleveland Cavaliers ile eşleşti. Şu bir gerçekti ki Cleveland'da LeBron James gibi sınır tanımayan bir isim sahaya hükmediyordu. İlk başlarda çekişmeli geçse de seriyi 4-2'ye getirip 40 yıl aradan sonra şampiyon olmayı bildiler.

Özellikle final serisinde öyle harika şutlar attı ki resmen kalıbına sığmıyordu. Ya da şutörlük tanımına sığmıyordu.


Bu seri esnasında herkes MVP'nin LeBron ya da Stephen olmasını beklerken sürpriz bir isim meydan okudu. Andre Iguodala üstün performansıyla seride önemli rol üstlenen isim oldu.

Unutmadan birde bir fenomen  var ki Curry'nin kızı Riley Curry. Maçlarda ve maç sonrası yayınlarda babasını yalnız bırakmayan kızı Riley sempatik ve doğal hareketleriyle paylaşım rekorları kırdı.

Başarı tek başına gelen bir süreç değil kesinlikle. Önce sağlam temellerle oturmuş aile gelir. Sonra yeteneklerden bahsetmek mümkün.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.