28 Haziran 2015 Pazar

Cebinizdeki Para Hiç Bu Kadar Değerli Olmuş Muydu?

Babası oyuncaklarla oynayan kızını elinden tutup doğruca evlerinin tam ortasına getirdi. Eline bir raket verip nasıl tutulacağını ve tenis sporu nedir kısa bir giriş yaptı.

Sadece 4 yaşındayken şaşkınlıkla ve merakla kortta tenis oynamaya başlamıştı. Onun yaşındakiler daha yemek kaşığını yeni yeni tutmayı öğrenirken Steffi Graf "boyundan büyük" işler yapmak için sahada tenisin inceliklerini öğreniyordu.



1984 yılında Wimbledon'da gösterdiği performansıyla, seyircilerle dolup taştığı kortta alkışlarla yükseliyordu. Işıl ışıl bir kariyere doğru emin adımlarla...
Peşi sıra bu başarıları 377 hafta ile dünyanın en uzun süre 1 numarada kalmayı başaran tenisçi unvanını ve Open Era'da 22 Grand Slam kazanarak en çok Grand Slam kazanma başarısını göstermesinde çok büyük katkısı var.

Maçların her zaman favorisiydi. Forehand vuruşlarıyla mucizeler yaratırdı. Kendine has, sakin ve sadece işine odaklı başarı hikayeleriyle dolu bir tenisçi oldu Graff.




Ancak küçük bir pürüz vardı. Gerçekte pürüz sayılmasa da tüm kızların ilk koruyucuları babaları. Ah şu babalarımız yok mu! 
Hem antrenörlüğünü yaptığı hem de özel hayatına müdahale etmesiyle Graf'ın özel hayatı sıfır noktasındaydı. Antrenmanlar ve turnuvalar arası mekik dokuyordu.

Graf eteğine taktırdığı tenis toplarını yere bırakıp süzülüşlerini izledi bir süre ve sonra babasına döndü. Steffi Graf artık aşık olmuştu. Üstelik kendisi gibi kortlarda rüzgar estiren Andre Agassi'ye.



 Graf'a aşık olan sadece Andre Agassi değildi. Sempatik bir hayranı daha vardı gönlünü kaptıran.

Maça konsantre olmuş, servisini kullanmak üzere iken hayranından evlenme teklifi aldı. Tabi kimse böyle bir duruma alışık olmadığı için seyirciler kahkahalar eşliğinde yanıtı bekler..
Graf servisini kullanmaya başlayacakken tatlı tebessümü eşliğinde esprili cevabını söyleyerek;
-Graf "Ne kadar paran var?" der.
Kendimizi tenis maçından daha çok "talk-show" programındaymış gibi hissettirir.   

Graf'ın maç ve seyirciyle bütünleşik oynaması onu her zaman bir adım öne geçirdi.

Çünkü seyirci hangi milletten olursa olsun en büyük destekçisidirler. Yere düştün mü de ilk elinden onlar tutar, ayağa kaldırır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.